DNS (Domain Name System), internetin temel taşlarından biridir ve genellikle "internetin telefon rehberi" olarak adlandırılır. Bu sistem, insanların kolayca hatırlayabileceği alan adlarını (örneğin, www.example.com) makinaların anlayabileceği IP adreslerine (örneğin, 192.168.1.1) çevirir. Bu süreç sayesinde, internet kullanıcıları web sitelerine erişebilir ve çevrimiçi iletişim kurabilirler. DNS, milyonlarca makinede dağıtılmış bir veri tabanı üzerinde çalışır ve bu makineler arasındaki etkileşime dayanır.
DNS'in işleyişi, basitçe şu adımları takip eder:
DNS, 1980'lerde tasarlanmış olup, başlangıçta güvenlik konuları öncelikli olarak ele alınmamıştır. DNS protokolü, alan adlarını IP adreslerine çevirirken herhangi bir içerik koruması sağlamaz. Bu, özellikle önbellekte ve veri aktarımı sırasında manipülasyon risklerine açık bir yapı oluşturur. Örneğin, bir çözümleyiciye gönderilen sahte bir yanıt, yetkili bir sunucudan geliyormuş gibi kabul edilebilir. Bu durum, kullanıcıların farkında olmadan kötü amaçlı sitelere yönlendirilmesine yol açabilir.
Ayrıca, çözümleyiciler süreci hızlandırmak için DNS verilerini önbelleğe alır. Ancak bu önbelleğe alma işlemi, saldırganların sahte DNS yanıtları göndererek çözümleyicinin önbelleğini "zehirlemesine" olanak tanır. Böylece kullanıcılar, saldırganlar tarafından belirlenen zararlı sitelere yönlendirilebilir. Bu güvenlik zafiyetleri, DNS'in modern internet güvenliği açısından karşılaştığı önemli sorunlardır.
Bilgi bankasını detaylı olarak incelediniz, fakat ihtiyacınız olan bilgiyi bulamıyorsanız,
Bir Destek Talebi Oluşturun.